Makale Tarihi: 8.07.2008
Görüntülenme: 1897

BASIN HABERLERİ

Eczane Çalışanlarına İlk Yardım Kursu Düzenlendi.

Eczane çalışanlarımıza Temsilcilik binamızda Dr. Murat Keleş tarafından ilk yardım kursu düzenlenmiştir.

Çalışanlarımıza, acil durumlarda nasıl hareket etmeleri ve neler yapmaları konusunda eğitim verilmiştir.

dsc00091.jpg









serdar_noyan_email.jpg
Sözleşme devri kapandı

ANTALYA Eczacılar Odası Alanya Temsilcisi Serdar Noyan, dün yazılı bir basın bildirisi yayınladı. Kamu personelinin 15 Ocak 2010 tarihi itibari ile istediği eczaneden ilaçlarını satın alabileceklerini söyleyen Noyan, “Yapılan düzenleme ile sadece anlaşmalı eczanelerden ilaç alabilen kamu personeli bugünden itibaren istediği eczaneden ilaçlarını alabilecek. Kamu personeli sevk veya sağlık karnesi olmaksızın reçete yazdırıp herhangi bir eczaneden ilaçlarını alacaklar. İlaç alımında hastalar muayene ücreti ve ilaç katılım paylarını eczanelere ödeyecekler. Bu uygulama ile vatandaşlarımızın kurumları ile sözleşmeli eczane arama zorunluluğu ya da nöbetçi eczanelerden ilaç alamamaları durumu ortadan kalkacaktır” dedi.



Noyan'dan sert eleştiri

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD’de olduğu gibi Türkiye'de de marketlerde ilaç satılmasına yönelik bir çalışma yürüttükleri şeklindeki açıklamalarını talihsizlik olarak nitelendiren Antalya Eczacı Odası Alanya temsilcisi Serdar Noyan, Erdoğan'ın açıklamasını üzülerek izlediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın bu açıklama ile birlikte vatandaşa “Biz sosyal devlet değiliz” mesajını verdiğini anlatan Noyan, herkesin başının çaresine bakmasını istedi. Türkiye'de 25 bin eczanenin kesintisiz olarak vatandaşa ilaç hizmeti verdiğini kaydeden Noyan, vatandaşın en yakın sağlık danışmanının eczacılar olduğunu anlattı.
İlaç satım hizmetinin eczaneler dışında verilmesinin doğru olmayacağını savunan Noyan, eczacıların bu hizmeti verebilmek için 5 yıl eğitim aldığını aktardı. Eczanelerin özelleşmesinin söz konusu olamayacağını dile getiren Noyan, vatandaşlardan eczacılara sahip çıkmalarını istedi.
Eczacıların güçlü hizmet ağına sahip olduğunu kaydeden Noyan, hükümetin sağlık politikasının çöktüğünü dile getirdi.
Hükümetin sadece eczacılarla değil doktorla, memurla, Tekel işçileri ile kavgalı olduğunu hatırlatan Noyan, 16 Ocak'ta hükümetin istediği sözleşmeyi imzalamayacaklarını belirtti. Uzlaşmak istediklerini bildiren Noyan, 4 Aralık'ta ilaç fiyatlarının aşağı çekildiğinin altını çizerek, bunun üzerine bir günlük kapatma eylemine giden eczacıları hükümetin bu şekilde eczacıları cezalandırdığını belirtti.
Bin 500 ilacın yeni uygulama ile reçetesiz satılacağını belirten Noyan, ilaç sanayinin daha fazla ilaç satmasının amaçlandığını dile getirdi. Sağlık harcamalarının hükümetin sırtından alınmasını hedefleyen uygulama ile ilaç satışlarının artacağını sözlerine ekledi.



Mide ilacı yok soda vereyim...

“Dünyanın en pahalı benzinini, dünyanın en pahalı elektriğini, dünyanın en pahalı doğalgazını kullanan ülke... Nasıl olur da, Avrupa’nın en ucuz ilacını kullanabilir?” diye sormuştuk.
Netice... İlaç yok.

Adı üstünde, eczane.Bi çekidüzen verdiler...Cenaze!

Kanser ilacı, bulantı kesici...99 liraydı, 22’ye düştü, yok.İnsülinler yok.Astım ilaçları yok.Diyaliz ilaçları yok.Tansiyon ilaçları yok.Kemik erimesi ilacı, 88 liraydı...21’e düştü, bravo ama, yok.

Eskiden “Paran yoksa öl” denirdi.Şimdi paran olsa da, hikâye.

Sadece ölümcül ilaçlar değil, doğumcul ilaçlar da yok... Tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmaya çalışan anne adaylarının kullanmak zorunda olduğu hormon mesela, kolaysa bul.

Piyasanın yüzde 80’i yerli sanayinin elindeydi, kasıtlı politikalar sonucunda, yabancının eline geçti. İstediği fiyatı alamazsa, vermiyor. Niye versin?
Söyledik size; mahalledeki eczacı, arkadaştır, abladır, ağabeydir... El âlemin ilaç üreticisi babamızın oğlu mudur?

Markette satılacaktı ya hani... Bana sorarsanız, “Tansiyon hapı yok mu?” diye soran vatandaşa, “İstersen deterjan vereyim” demeli eczacılar! Kemik erimesine karşı, calgonit.

Özetle.

Ortopediste gideceğine, çıkıkçıya giden zihniyetin eseridir bu... Tıp Festivali’ni Merkez Efendi Camii’nde mesir macunu dağıtarak kutlayan kafadır.

Tam gün yasasıyla doktorları hallettikten sonra, diş hekimleriyle hemşirelere de bi reform patlattılar mı, tamamdır.




Küreselleşmeye uyumsuz işletme; eczane!

21. yüzyılın en karlı sektörlerinin başında 'ilaç' yer alıyor.  İlacın küresel üretim, dağıtım ve satış süreçlerini ellerinde tutan dev şirketlerin ciroları, silah sanayiyle yarışta.  
Büyük patent savaşlarıyla kıyasıya rekabetin hüküm sürdüğü sektörün  hanidir gözü, 18 milyar dolarlık pazar teşkil eden ülkemizde.
Bu iştah kabartan pazarın 'satış aşamasına' henüz nüfuz edemediler ama gözlerini 'eczanelere' diktiler.
Kamusal alanda halka sağlık hizmeti veren eczaneler, 'sağlıkta dönüşüm politikalarının' taarruzu altında.
Eczacılık mesleğini ve eczane işletmesinin yapısını değiştirecek 'piyasa formuna' karşı, örgütlü dayanışmalarıyla direniyorlar.
Hem kamusal özelliği hem de yüksek mesleki örgüt bilinciyle 'eczaneler' siyasi dayatmaların hedefinde.
Küçük, bağımsız işletme modeli eczaneler, bireysel emek, eğitim, tecrübeden oluşan etik mesleki formasyonlarından da piyasa hiç hoşlanmıyor.
Kademe kademe 'eczaneleri' krize ve iflasa' sürükleyecek düzenlemeler devreye sokuluyor.
Geciktirilen tahsilatlar, indirilen ilaç fiyatlarının stok maliyeti, sıkı mali denetimler ve piyasadan çekilen ilaçlarla eczacılar, 'ekonomik kayba' uğratıldı.
Eczacıların toplu eylem yapma gücü de tehdit olarak algılanıyor, 'hak arayan' örgüt yapısı yıkılmaya çalışılıyor.    
Ancak Türk Eczacılar birliği ve 50 Eczacılar Odası ulusal düzeyde demokratik haklarını savunuyor, Sosyal Güvenlik  Kurumu'nun örgütü aradan çıkarma taktiklerine karşı durabiliyorlar.
4 Aralık'ta eczacıların 'çok haklı' gerekçelerle yaptığı 'Kepenk Kapatma' eylemini gerekçe göstererek ilaç alımı protokolünü tek yanlı fesheden Sosyal Güvenlik Kurumu'na Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararı geldi.
Böylece SGK'nın TEB'i aradan çıkararak tek tek eczanelerle anlaşma yapma zorlaması da engellendi.
Karar 'Anayasa'daki halk sağlığı hakkının korunması' yönünde verilmişti.  
İlaç maliyeti, dağıtım maliyeti ve 'eczacı karını' devletin belirlediği eczaneler,  kapitalizmin 'en fazla malı en fazla kişiye satma' ilkesine tamamen aykırı iş etiğine sahip...   
Şimdi 6197 sayılı eczacılık yasasında yapılacak değişiklikle, eczacının eczane sahibi olma şartı kaldırılıp şirketler, eczane sahibi olabilecek. 
Eczanelerin verdiği halk sağlığı danışmanlık hizmetinin hayatiliği umursanmıyor.
Ülkemizde bin kusur ilçe ve üç bini aşkın beldeye ilaç ulaştıran eczacılar unutuluyor. 
Sağlık hizmetlerini rekabete açan piyasa mantığının hedefinde, ilaç pazarı oluşturmak ve ilaçta kamu denetimini kaldıracak satış biçimlerini yaymak var.
İlacın eczanelerden dışarı çıkartılarak süpermarket, bakkal ve eczane zincirlerinde satışı, ilacı sağlık dışı bir tüketim nesnesi kılarken, beraberinde büyük sağlık risklerini de getirecektir.      .
Vitaminler dahil bütün eczacılık ürünlerinin 'zehir' olduğunu unutan 'karlılık bağımlısı' zihniyet, eczaneleri tasfiye ederek 'bilinçsiz ve tehlikeli' ilaç satışının sonuçlarına aldırış etmiyor...
Bu defa 'daha fazla tüketin' denen ürün 'ilaç', çok küçük bir hatalı kullanım ile de  'zehirin' kendisi olduğunu unutmamak lazım..
Eczacılara verilecek kitlesel destek, 'daha güvenilir koşullarda ilaca  ulaşmanın da' garantisi olacak 
Diğer yandan mesleklerini ve kamusal özellikte işletmelerini ayakta tutabilecek 'mesleki örgütlenmenin' nasıl demokratik bir güç olabildiğini de izliyoruz.
 

Kamu personeline müjde

Sadece anlaşmalı eczanelerden ilaçlarını alabilen kamu personeli, artık istediği eczaneden ilaçlarını alabilecek.
Antalya Eczacılar Odası Alanya Temsilciliği Başkanı Serdar Noyan, daha önce sadece kamu kurumlarının anlaşma yaptığı eczanelerden ilaçlarını alabilen kamu personelinin artık istediği tüm eczanelerden ilaçlarını alabileceği müjdesini verdi. Yapılan düzenleme ile ilgili bilgi veren Noyan, "Bu düzenleme ile sadece anlaşmalı eczanelerden ilaç alabilen kamu personeli bugünden itibaren istediği eczaneden ilaçlarını alabilecek. Ayrıca sevk veya sağlık karnesi olmaksızın reçete yazdırıp herhangi bir eczaneden ilaçlarını alacaklar. İlaç alımında hastalar muayene ücreti ve ilaç katılım paylarını eczanelere ödeyecek. Bu uygulama ile vatandaşlarımızın kurumları ile sözleşmeli eczane arama zorunluluğu ya da nöbetçi eczanelerden ilaç alamamaları durumu ortadan kalkacak" diye konuştu.
Nurşen Sınav



nynn.jpg

‘Sözleşmeye kölelik koşulları eklendi’

ANTALYA Eczacı Odası Alanya Temsilcisi Serdar Noyan, dün bir basın toplantısı düzenledi. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 4 Aralık eylemini gerekçe göstererek Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile yaptığı protokolü 16 Aralık 2009 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini hatırlatan Noyan...

Kübra DUMAN
ANTALYA Eczacı Odası Alanya Temsilcisi Serdar Noyan, dün bir basın toplantısı düzenledi. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 4 Aralık eylemini gerekçe göstererek Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile yaptığı protokolü 16 Aralık 2009 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini hatırlatan Noyan, TEB'e kapılarını kapatan SGK'nın eczanelerle tek tek sözleşme yapmaya dönük bir çabanın içinde olduğunu aktardı.
2004 yılından beri eczacıların SGK'dan kaynaklı ciddi sorunlar yaşadıklarını belirten Noyan, “Bu sorunların çözümü için eczacıların taleplerini dikkate almayanlar, yaşanan krizin sorumluluğunu kendilerinden başka yerde aramamalıdırlar. Amaç etkin ve kesintisiz ilaç hizmeti ise eğer, sistemde acilen çözülmesi gereken sorunlar vardır. Örneğin provizyon sistemi çalışmamakta, ilaç katkı payları ve muayene ücretleri halkın cebini yakmakta, SGK'nın tahsilatçısı haline getirilen eczacı sağlık danışmanlığını yapamamakta ve halk ilaca ulaşamamaktadır.
Biz eczacılar, bu ve benzeri sorunlara da çözüm arıyor, bunlar için de mücadele ediyoruz. Eczacıların örgütlü duruşunun, iktidarı, SGK'yı ve ilgili bakanlıkları rahatsız ettiği ortadadır. SGK'nın fesih gerekçelerinin altında yatan gerçek, eczacıların örgütle olan bağını koparıp onları yalnızlaştırmak ve TEB ile eczacı odalarını işlevsiz hale getirmek istenmesidir. 16 Aralık'ta başlatılan bu süreç bugün yeni dayatmalarla devam etmektedir. 11 Ocak Pazartesi günü SGK Başkanı ile TEB Başkanlık Divanı arasında gerçekleşen görüşmede, bu niyetler açıkça ortaya konmuştur” dedi.
SGK'DAN ECZACIYA EYLEM YASAĞI
SGK'nın feshettiği sözleşmeye adeta kölelik koşulları eklediğini kaydeden Noyan, sözleşmede yer alan kölelik koşullarını şöyle sıraladı: “Temel koşullardan biri eylemsizlik kararıdır. SGK bir daha kepenk kapatma ve benzeri eylemlerin yapılmamasını, eczane vitrinlerinin eylem amaçlı kullanılmamasını birinci koşul olarak öne sürüyor. İlaç Takip Sistemi'ne koşulsuz olarak evet denmesini istiyor. Sağlık Uygulama Tebliği ile ilgili tüm değişikliklerin Kurum tarafından yapılacağını söylüyor ve TEB'in buna koşulsuz olarak uymasını istiyor. Bunun anlamı; avans ödemesinin, ödeme gecikmelerinin, uygulanamaz hükümlerin, haksız cezai şartların, keyfi denetlemelerin vb. eczacıya şimdiden dayatılmasıdır. TEB'in sözleşmelerden ücret almamasını istiyor. Sıralı dağıtım sistemine devam edilmesi için Oda katkı paylarının kaldırılmasını şart koşuyor. Yani eczacının mesleki birliğini ekonomik anlamda güçsüzleştirmek istiyor. Eşit ve sıralı reçete dağıtım sisteminin sürdürülemez hale getirilmesini amaçlıyor. Eczacılara 'tek tek sözleşme yapın, biz sizin adınıza da düşünür, sizin haklarınızı koruruz' diyen SGK, birlikle masaya oturduğunda işte bu koşulları dayatıyor.”


oda.jpg
CHP`li kadınlar eczacıdan yana

CHP Alanya İlçe Teşkilatı Kadın Kolları, Antalya Eczacı Odası Alanya Temsilciliği`ni ziyaret etti. 

Son dönemde eczacıların yaşadığı sıkıntılar ve bunu halka yansıması konusunda bilgi almak isteyen CHP Alanya İlçe Teşkilatı Kadın Kolları, Antalya Eczacı Odası Alanya Temsilciliği`ni ziyaret etti. Ziyaret sırasında Antalya Eczacı Odası Alanya Temsilcisi Serdar Noyan`a çiçek takdim eden CHP Alanya İlçe Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Aynur Güner, "Eczacıların yaşadığı sıkıntıların farkındayız, her gün televizyonda izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz haberler ile ilgili bilgi almak için buradayız," dedi. Konu ile ilgili CHP Alanya İlçe Teşkilatı Kadın Kolları`na biligi veren Noyan ise, "Eczacılar, her ilçede, her mahallede bulunan ve kamuoyuna hizmet eden yerlerdir. Herkes, eşine bile anlatamadığı sorunları eczacılarına anlatarak yardım isteyebilir ve biz vatandaş ile iç içe olmaktan gurur duyuyoruz. Vatandaş bizim ilaç fiyatlarının düşmesine karşı çıktığımız zannediyor, hükümetin ilaç sektöründe yağtığı düzenlemeler ile SGK`nın karşıladığı ilaçlarda yüzde 60 oranında bir indirim yapıldı. Fakat, karşılamadığı ilaçlarada yüzde 300 oranında bir zam yapıldı, biz eczacılar olarak buna karşı çıkıyoruz. Hükümetin izlediği bu politika, ilaç sermayedarlarının para hırsıdır. Sosyal bir devletin en önemli görevi tüm vatandaşların sağlık hizmetinden adil bir şekilde yararlanmasını sağlamaktır. Ancak, gelinen ortamda parası olan daha iyi sağlık hizmeti alırken, parası olamayan insan yeri geliyor sağlık hizmetini alamıyor bile. Biz ilaç sektöründe indirim ve zamlar yüzünden sıkıntı çekiyoruz, ilaçların büyük bir bölümünden zarar ediyoruz. Bugün konu ilgili görüşmeler başladı, ama eczacılar ile bire bir anlaşma yapmak, marketler ilaç satışı yapmak gibi durumlar söz konusu. Eczacılar Birliği`ne bağlı 23bin eczane dilekçe imzaladık, biz bir meslek örgütüyüz ve anlaşma yapılacaksa hepimiz ile yapılmalı, bire bir anlaşmadan kaynaklanacak rekabet, eczacıyı birbirine kırdırmaktan başka bir şey değildir," şeklinde konuştu. CHP Alanya İlçe Teşkilatı Kadın Kolları Başkanı Aynur Güner, sosyal, laik bir devletin vatandaşları olarak eczacıların yanında olduklarını belirtti.
Hakan Yalçın


Eczacınıza sahip çıkın (1)

Yeni yılda ilaçların süpermarketlerde satışına izin veren yasa çıkıyor. Süpermarketler içinde reçetesiz ilaç satışının yanı sıra, eczacı istihdam edecek. ABD'de olduğu gibi reçeteli ilaç satışının da yasa ile önü açılıyor. ABD, Almanya ve İngiltere gibi bazı ülkelerde marketlerdeki eczane reyonlarında ilaç satışına izin veren sistem Türkiye'ye de geliyor.
Eczacılar, hipermarketlerde açılacak reyonlarda stand işçisi konumuna düşecek. Mahalle aralarındaki eczanelerin ise ayakta kalma hiç yok gibi. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), gözden çıkardığı Türk Eczacıları Birliği yerine hipermarketlerle anlaşabilecek. Sağlık Bakanlığı da, yeni sistemi oluşturmak için halen uygulanan “1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu”nu yürürlükten kaldıran tasarıyı hazırlıyor. Reçetesiz ilaçların eczane dışında satışını yasaklayan kanunun kaldırılması ile ilaçların marketlerde satışına ilişkin bir engel kalmayacak. Bu nedenle büyük marketlerin baskısı altında kalacak eczanelerin dayanma şansı yok. Marketlerdeki eczane reyonlarında çalışacak eczacılar ise market işçisine dönüşecek. Sağlık Bakanlığı, iki yıldır üzerinde durduğu bu çalışmayı raftan indirdi. Bakanlık daha önce marketlerde ilaç satışının yapılmayacağı yönünde açıklamalar yaparken, reddettiği düzenlemeyi yeniden masaya koydu.
“İLAÇ MARKETLER” SİSTEMİ GELİYOR
Hükümetin yeni düzenlemesi ile sadece ilaçların satıldığı ilaç marketleri de sisteme girecek. Bu yöndeki girişiminin ilk sinyalini eski AKP Milletvekili Aziz Akgül vermişti. Akgül, hazırladığı yasa değişikliği teklifinde, sağlık sektöründe yeni yatırımları gerçekleştirmek için sağlık hizmetlerine ilişkin ticari işletmelerin sadece meslek mensupları tarafından değil, gerçek ve tüzel kişilerce de açılmasını istemişti.
İLAÇLARIN REKLAMI SERBEST BIRAKILACAK
Sağlık Bakanlığı, 1262 sayılı yasayı kaldıran ve 6197 sayılı yasada değişiklik yapan yeni düzenlemesinde, AB'ye uyum gerekçesiyle reçetesiz ilaçların reklamını da serbest bırakacak. Mevcut yasaya göre, reçetesiz satılamayan ilaçların, tıbbi dergiler dışında reklamının yapılması yasaktı. Tabipler Birliği, ilaçta reklam yasağının kalkması ile tıbbi ilkenin ihlal edileceğini vurgulamıştı. Hükümetle eczacılar arasındaki kriz Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları ile yeni bir boyut kazandı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) 2009 yılı Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan marketlerde ilaç satışının önünü açacak düzenleme için çalışmalar yürüttüklerini açıkladı. Erdoğan "ABD'de olduğu gibi marketlerde, süpermarketlerde ecza ile ilgili standlar kurulmasını yürütüyoruz. Her yerde rekabet alanı oluşacak" demişti.
“İLAÇ SANAYİSİ İLE ANLAŞIYORUZ”
Göreve geldiklerinde hastanelerdeki eczaneleri kapatarak 2,5 katrilyonluk matrahtan vazgeçtiklerini bu matrahı eczanelere devrettiklerini söyleyerek Erdoğan, “O zaman kimlerle görüşüyorsak sağ olun çok iyi kazanmaya başladık diyordu. İlaç sanayi ile anlaşıyoruz. Eczacılar ile anlaşamıyoruz. Hatta ilaç sanayi aradaki farkı ödeyeceğiz demesine rağmen böyle bir eyleme gittiler” demişti.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ'NDEN BAŞBAKAN'A TEPKİ
Türk Eczacılar Birliği’nin(TEB) açıklamasında, ilaçların marketlerden satılmasının eczanelerin yaşamasından öte, hastaların yaşaması için çok büyük bir tehlike oluşturduğu ileri sürüldü. Bu sistemin, dünyada sadece ABD'de yaygın olarak uygulanıldığı belirtilen açıklamada, söz konusu sistemin sadece “ilaç şirketlerinin çıkarlarını korumaya yönelik” olduğu ifade edildi.
MARKETE İLAÇ SATIŞINA ÇALIŞMA BAKANLIĞI KARŞI
Başbakan markette ilaç satışı için çalışma başlattıklarında, gelen sorulara, Sağlık Bakanlığı 'Çalışma Bakanlığı'na sorun' deyip topu taca attı. Çalışma Bakanlığı ise “Gündemimizde değil” dedi.
Süpermarketlerde ilaç satılabilmesi için çalışma başlatıldığı açıklaması, hükümetle eczacılar arasında ipleri gerdi. Ama Başbakan’ın “Yapıyoruz” dediği çalışmadan ne Sağlık Bakanlığı’nın ne de Çalışma Bakanlığı’nın “haberi olmadığı” anlaşıldı!
Başbakan’ın açıklaması, geçtiğimiz günlerde Türk Eczacılar Birliği’nin Genel Kurulu toplantısında konuşan Sağlık Bakanı Akdağ’ı zor durumda bıraktı. Akdağ, o toplantıda “Biz ilacın kesinlikle eczane dışında satılmasına izin vermeyeceğiz. Bu tür spekülasyonlara lütfen itibar etmeyin. Biz hükümet olduğumuz sürece bu kesinlikle olmayacak. Bizim böyle bir niyetimiz yok ve asla olmayacak. Eczane dışında başkalarının ilaç satmasının bir mantığı yok” diye konuşmuştu.
Başbakan Erdoğan’ın yaptığı son açıklama üzerine Sağlık Bakanlığı, “Bu konuda adres Çalışma Bakanlığı” yanıtını vermekle yetindi.
Markette ilaç satışı uygulaması, Türkiye’nin gündemine ‘For You’ mağazalarıyla girmişti. Başbakan Erdoğan’ın eski Başdanışmanı Cüneyd Zapsu’nun kardeşi Aziz Zapsu’ya ait For You mağazaları Nisan 2008’de bastırdığı afişlerde ‘Drugstore (ilaç marketi) For You’ ifadesini kullandı. “Reçeteli, reçetesiz ilaç eczanede satılır” diyen Sağlık Bakanlığı valilikten For You’ya ceza kesilmesini istedi. For You zincirleri ekonomik sıkıntılar nedeniyle kepenk kapatınca konu da unutulmuştu.
Bir süredir ilaç fiyatlarındaki indirim nedeniyle eczanelerle SGK’nın arası gergin. Gerginlik, SGK’nın “Eczanelerle var olan anlaşmayı iptal ediyoruz. 16 Ocak’tan sonra TEB değil, tek tek eczanelerle masaya oturup anlaşacağız” demesiyle tırmandı. Markette ilaç satışı planı tartışmayı başka boyuta taşıdı.
“ECZA MARKET UYGULAMASI, İLAÇ HARCAMASINI ARTIRIR”
TEB Genel Sekreteri Özgür Özel, ecza market uygulamasını konusunda açıklamalarda bulundu:"Biz ilaçta reklama karşıyız, çünkü reklam hastalık tedavisi mantığından uzaklaşmak ve hastalıklara ilaç değil, ilaçlara hastalık yaratmak mantığı üzerine kuruludur. Reçetesiz ilaçların eczane dışına çıkması ve ilaçların marketlerde satılmaya başlanması genel olarak ilaç şirketlerinin yararınadır. İlaç tüketimini büyük oranda artırır. Çünkü bu sefer de bu aşırı ve bilinçsiz ilaç kullanımından kaynaklı sağlık sorunları ile karşı karşıya kalınmaya başlanır. Markette satılacak ilacı hasta cebinden ödeyecek. Kasada aldığı deterjanla ve ekmekle birlikte, bir de ilaç parası verip çıkacak. Amerika’da sistem bu şekilde işliyor” dedi.
SAĞLIK BAKANI İLE İKİNCİ GERİLİM?
Domuz gribi aşısı konusunda Sağlık Bakanı ile aynı düşünmediğini söyleyerek tartışmalara neden olan Başbakan Tayyip Erdoğan ilaçların eczanede satılması konusunda da bakanıyla ters düştü. Son bir kaç yıldır bu konuda yaşanan tartışmalarda Sağlık Bakanı tavrını ortaya koymuştu. Akdağ, aşı konusunda olduğu gibi bu konuda da Başbakandan farklı düşünüyor. Akdağ, Türk Eczacılar Birliği'nin(TEB) 2007 yılı toplantısında yaptığı konuşmada hükümetleri döneminde eczaneler dışında ilaç satışına izin vermeyeceklerini söylemişti. İşte Akdağ'ın o konuşması: "Biz ilacın kesinlikle eczane dışında satılmasına izin vermeyeceğiz. Bu tür spekülasyonlara lütfen itibar etmeyin. Biz hükümet olduğumuz sürece bu kesinlikle olmayacak. Bizim böyle bir niyetimiz yok. Eczane dışında başkalarının ilaç satmasının bir mantığı yok." Demişti.
İLAÇTA YENİ DÜZENLEMEYE KİM NE DEDİ?
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Erdoğan’ın eczacıları dize getirmek istediğini söyledi. Durmuş “Başbakan’ın kendisine örnek seçtiği ABD’de nüfusun yüzde 45’inin sosyal güvencesi yoktur. İlaç bağımlılığı ve zehirlenmeler had safhadadır. Yazar kasadan çıkarılan etikette ilacın adı reçeteyi yazan doktorun adı, hastanın adı, ilacın miktarı, dozu ve kullanım süresi yazılıdır. Tazminattan kurtulmak ve sorumluları tespit için bu yola başvurulmaktadır” dedi.
“MİLLETİN VERGİLERİ İLAÇ KARTELLERİNE GİDECEK”
Durmuş, “Sayın Başbakan için hasta hakları, insan sağlığı ve hayatı hiç ama hiç önemli değildir. Varsa yoksa yandaşların çıkarıdır. Artık ilaçlar, zincir marketlerde satışa çıkacak, reklamları yapılabilecek. 19 milyonu yoksul olan Türk milleti vergilerini dünya ilaç kartellerine vermeye devam edecek. Erdoğan’ın insanlarımıza ve eczacılarımıza reva gördüğü muamele budur” dedi.
“İLAÇ KARTELLERİNE PESKEŞ ÇEKİLİYOR”
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘marketlerde ilaç satılmasına ilişkin yapılan çalışma’ya tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’ı “tüyü bitmemiş yetimin hakkını ilaç kartellerine peşkeş çekmek isteyen baş tezgâhtar” olarak nitelendirdi. Vural, “Tekel işçileri ekmeğinin peşinden koşarken Tayyip Erdoğan ilaç kartellerine peşkeş çekiyor. Marketlerde satılacak ilacın parasını kim verecek? Erdoğan cebimize el atıyor, cebimizden parayı alıp ilaç kartellerine veriyor” diye konuştu. Vural, marketlerde ilaç satılmasıyla 7 bin eczanenin batacağını söyleyerek, “hükümet ilacı kartellere teslim ediyor. Vicdan yok mu sen de Sayın Başbakan?” diye konuştu. Oktay Vural “Sayın Başbakan markette ilaç satmak isteyen bir yakının, arkadaşın var mı?” diye sordu.
“SAĞLIK ALANINDA KÖTÜ ÖRNEK AMERİKA’DIR”
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, hükümetin, ilaç sektöründe sermayeyi belli ellerde nasıl toplarız gayreti içinde olduğunu ileri sürdü. Bilaloğlu, “Sağlık alanında kötü örnek verecekseniz ilk örnek Amerika’dır” dedi.

Eczacınıza sahip çıkın (2)

Yeni yılda ilaçların süpermarketlerde satışına izin veren yasa çıkıyor.Süper Marketler içinde reçetesiz ilaç satışının yanı sıra, eczacı istihdam edecek. ABD'deki olduğu gibi reçeteli ilaç satışının da yasa ile önü açılıyor ABD, Almanya ve İngiltere gibi bazı ülkelerde marketlerdeki eczane reyonlarında ilaç satışına izin veren sistem Türkiye'ye de geliyor.
“ECZACI HALK SAĞLIĞINI KORUMA GÖREVİ YAPAR”
Erdoğan Çolak (Türk Eczacılar Birliği Başkanı): Dünyada ilaç satış sistemi genel olarak eczacıyı işin merkezine koyar. İlaçların markette satılması demek eczacıyı işçi yapmak demektir. Eczacı ilacın satışında halk sağlığını koruyan biri olarak görev yapar. Eğer ilaç markette satılırsa halk sağlığı değil satış karları öne çıkar. ABD'de kişi başı ilaç harcaması yıllık 900 dolardır, Türkiye'de ise bu rakam 150 dolar. İlaç doğru kullanılmazsa aslında bir zehirdir. Eczacıları işin merkezinden çıkarırlarsa bu genel sağlığı da çok etkiler açıklamasında bulunmuştu.
“AB YOLUNDA, AMERİKA İLAÇ SİSTEM TERCİH EDİLMİŞTİR”
Bursa Eczacı Odası Başkanı Kıvanç Atmaca, , "İlaçların marketlerde satılmasının sonrası, ilaçta reklamın serbest bırakılmasıdır. Bunun da gereksiz ilaç tüketimin pompalayan bir strateji olduğu, dolayısıyla buna bağlı sağlık zararlarına sebep olduğu tüm dünyada bilinmektedir. Bu uygulama, ilacı ticari bir meta haline getirecektir. Tüm dünyada gerek tezgâh üstü ilaçların (OTC) eczane dışında satılmasına, gerekse de eczanelerin şirketleşmesine ilişkin ciddi bir geri dönüş yaşanmaktadır. AB'ye uyum yolunda uğraşan ülkemiz için bir tek ABD'de uygulanan bu sistemin tercih edilmesi bir çelişkidir" dedi.
“24 BİN ECZACI OLARAK BİZLER KALICIYIZ”
İstanbul Eczacı Odas